Görsel sanatlarda doğa ve arı figürü

Yazar:Beyza Durhan
Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Aslı Işıksal Mercan

Resim Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Tezi

Tez Özeti: İnsan yaşamı, ilk çağlardan bugüne kadar, doğa ile beraber dönüşmüş ve ilerlemiştir. Doğanın bir parçası olan insan ilk önce, doğadan korkmuş ve özenmiş, sonra ona karşı mücadele vermeye çabalamıştır. İnsan, kimi zaman doğaya tapar olmuştur, kimi zamansa ona benzemeye çalışmıştır. Doğa her daim insan için, kuşatıcı bir mekân rolünü üstlenmiştir. Doğadaki renkler, biçimler ve formlar ya da canlıların yaşayış biçimleri, sanatçı için esin kaynağı oluşturmuştur. Özellikle sanayi devrimi sonrasında, insan ve doğa arasındaki ilişki kopukluklar gösterse de, doğa sanatçı için geri dönülmesi gereken bir kaynak olarak görülmüştür. Günümüzde ise doğa, insan için öncesinden daha mühim hale gelmiştir. Çünkü el değmemiş bakir olan doğanın kendi dönüşümünün içine, insanın dönüştürdüğü ve kendine alan açtığı ve bir bakıma tükettiği, ikinci doğa kavramı da eklenmiştir. Tükenmeye yüz tutmuş doğanın en önemli imgelerinden biri ise arıdır. Koloni düzenleriyle, dengenin ve uyumun sembolü olan arılar, anaerkil toplum yapılarıyla berekete ve mucizeye işaret ederler. İnsan mimarisi ile yaşam şekilleri ve arı toplumu arasındaki benzerlikler birbirine kolaylıkla uyarlanabilirler. Bu yapılarıyla arılar ve arıların ürettiği malzemeler, birçok öncü sanatçıya da esin kaynağı olmuştur. Arı kovanındaki karmaşık görünen yaşam, insanın yaşayış biçimine uyarlandığında, ideal bir dünyaya işaret eder.