İç-dış doğa etkileşimi

Yazar:Özlem Kaçmaz Ateş
Danışman: Prof. Cebrail Ötgün

Resim Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik Tezi

Tez Özeti: Bu tezin konusu, "iç doğa" olarak nitelediğimiz içsel dünyanın, içinde varolduğumuz "dış doğa" öğeleriyle, geçmişte ve günümüzde nasıl ifade edildiğini araştırmak; buna paralel olarak yapılan uygulamalı çalışmalarla iç dünyaya yolculuğu yansıtmaktır. İnsana, özel bir varolma ve katarsis alanı yaratan sanatta; zihnin derinliklerinde yer alan, bilinçaltı kodlara kaydedilmiş ve doğayla on binlerce yıl bütüncül bir ilişki yaşamanın bıraktığı izler kendisini açığa vurur. Doğanın kucağına doğan insan açısından "dış doğa" her zaman esin ve merak kaynağı olmuş; aralarındaki büyülü ilişki, sanatta özneyi gösteren imgeler ekolojisine dönüşmüştür. Yapılan uygulamalarda, ağaçlar portre niteliği taşıyan imgelere dönüşmüş; çocukluk anılarının tınıları, farklı duygu ve düşünce izlekleri, kompozisyonlarda gizlenmiştir. Kompozisyonlarda doğa çıkışlı imgelerin içselleştirilmesi yoluyla; toplumsal trajediler, korkular, kaygılar, anılar, umutlar, coşkular dışa vurulmuştur. Öznenin duygularının, düşüncelerinin, edindiği bilgi ve deneyimlerin, sezgilerinin ve bilinçaltının oluşturduğu "iç doğa"sı; sanat alanında doğarak vücuda gelen imgelerde gizlenir. İçe dönük bakışın güçlü göstergeleri olarak beliren imgeler, yaratıcı özneye gönderme yaparak; çok katmanlı anlamlar taşırlar. Dış gerçeklik zihnin gizli odalarında dönüşerek yeni bir bedene bürünür. Yaratıcı öznenin bilinçdışı derinliklerden özümsediği zenginlik, imgeyi gerçek bağlamından koparıp; olasılıklar alanına fırlatır. Yaşantıyı yakalayıp belleğine alan; onu biçime dönüştüren sanatçı, imgeleri kendi bağlamlarından ayırarak, iç gerçekliğinin uzantısı olarak var eder. Doğa sanatta başka bir şeye dönüşür; kendi varlık alanını yaratan imgelerde, öznenin içsel dünyası ve varoluş çabası gizlenir. İç doğa ve dış doğanın etkileşiminden doğan imgenin içindeki kurucu boşluk, öznenin varlık kuyusuna açılır. İmgeyi yaratan özne ile bakan öznenin varlığının tınıları bu kuyuda yankılanır. Doğadan damıtılan imgeler topografyasında, bilinçdışı okumalar rehberliğinde öznenin varoluşunu keşfetme yolculuğu devam eder. Bu süreçte doğan imge, temsil ilişkilerini koparır; hayalgücünü zorlar ve varolma oyununa davet eder.