Ingeborg Von Zadow'un çocuk oyunu üçlemesindeki korku unsurunun incelenmesi ve bir oyununda sahne uygulaması

Yazar:Nazife Aksoy
Danışman: Prof. Dr. Türel Ezici

Tiyatro Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Tezi

Tez Özeti: Dünyanın korkulacak bir yer olduğunu, çocukların dünyasının bundan farklı bir yer olmadığı savını öne süren Ingeborg von Zadow, "Ben ve Sen", "Pompenya" ve "Sadece İkimiz" adlı oyunlarını bir araya getiren çocuk oyunu üçlemesinde, bu savını kanıtlamaya çalışır. Zadow, insan için var olan, insanla var olan ve insanla şekillenen tiyatro sanatı aracılığıyla, insanın yaşamının ilk anlarından itibaren "benlik" oluşumunu etkileyen duygulanımlarının, düşünsel deneyimlerinin, sorgulamalarının "çocuk" dünyasındaki karşılıkları nelerdir, nasıldır? Çocuk hayatın neresindedir? sorularına yanıtlar arar. Bu sanat çalışmasında Zadow'un çocuk oyunu üçlemesinde yer alan "korku" unsurları temel alınarak; çocuk tiyatrosunda korku duygusunun doğru tarif edilebilmesi amaçlanmış olup; çalışmayla, çocukların toplumda sağlıklı bireyler olarak var olabilmeleri, gerçek sorunlarının tesbiti, gelişimlerine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Öte yandan Zadow'un genel olarak oyunlarını, oyun kişilerinin birbirleriyle ilişkilerini gözeterek, yalın bir dil kullanarak, sınırları çizilmiş dar mekanlar tasarlayarak ve çocukların hayal gücünü harekete geçirecek biçimde kurgulamasından hareketle, çocuk tiyatrosunun çağa uygun sahneleme önerileriyle ileriye götürülmesi; alışılagelen salt didaktik çocuk tiyatrosu algısının dönüştürülmesine de yardımcı olacağı düşünülmüştür. Çalışmanın kuramsal çerçevesi ve pedagojik perspektifi, yapılan kaynak araştırmaları dışında, başta yazar olmak üzere, ayrıca bir çocuk psikoloğu ile yürütülen görüşmeler ışığında oluşturulmuştur. Çalışmanın uygulama bölümünde Ingeborg Von Zadow'un üçlemesinden "Sadece İkimiz" örnek oyun olarak seçilmiş; dramaturgi tercihleri ve reji konsepti belirlenip sahne uygulaması gerçekleştirilmiştir. Örnek uygulamada çocukların dünyasındaki korkulara ışık tutacak temel unsurlar olarak yazarın da işaret ettiği "sevgi ve dostluk" düşüncesinin altı çizilmiştir. Çocuk ile yetişkin kavramlarının dönüşümü ve iç içeliği göz önünde bulundurularak yetişkin bireyler ile çocukların aynı platformda buluşması hedeflenmiş; çocuk tiyatrosunun genellikle dayandırıldığı didaktik yapının dışına çıkılarak; toplumsal, çevresel, kişisel faktörlere dayalı korkular sonucunda "örülen duvarlar" ın, yarının "özgür" bireylerine engel teşkil etmemesi hedeflenmiştir.