Sanatta ölüm kavramının beden ve cinsellik üzerinden deneyimlenmesi

Yazar:İdil Tokdemir
Danışman: Prof. Refa Emrali

Heykel Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik Tezi

Tez Özeti: "Sanatta Ölüm Kavramının Beden ve Cinsellik Üzerinden Deneyimlenmesi" başlıklı Sanatta Yeterlik Sanat Çalışması Raporunda; cinselliğin, insanın bilinçaltı ölüm güdüsü ile doğrudan veya metaforik şekilde örtüşmesiyle ilgili görüşlerin açıklaması yapılmış; ölüm kavramının farklı düşünürler tarafından irdelenmesi, toplumsal bir ilişki biçimi bağlamında ele alınarak özgürlüğüne kavuşturulmasının önemi ve tüm bunların sanattaki yansımaları ele alınmıştır. Bu çalışma kapsamında, dişil ve eril unsurların doğal yapı ve özellikleri saptanarak, birbirleriyle olan etkileşimleri, dişil unsurların farklı dönemlerdeki dışlanma şekilleri, bununla birlikte eril unsurların yüceltilmesi araştırılmış; aynı zamanda, dişil ve eril unsurların birbirleriyle olan normal, paranormal, sapkın ve tekinsiz ilişkileri ortaya konmuştur. Sanatta ve yaşamda insan bedeni, bedenin hassas yapısı, katmanları, yaşam boyunca yüzleştiği her olgu, beş duyu ile algılanan her kavrayış veya yanılsama irdelenmiş; acı ve haz, arzu ve korku, şiddet ve şehvet, durağan ve aktif, ölü ve canlı, bakan ve bakılan, örtülü ve şeffaf, iç ve dış, korumasız ve saldırgan, bağımlı ve özgür, izin veren ve zorla alan, yöneten ve boyun eğen vb. gibi karşıt oluşumlar dengelenmeye çalışılmıştır. Tüm bunların ötesinde, varoluşumuzun en etkin, en esas ilkesi olan yaşam ve ölüm gerçeği, insanın hassas yapısının ardındaki güçlü ölüm güdüsü, ilkel geleneklerde ölüm tabusu, bilinç ötesi düzeyinde ölüme duyulan özlem ve sanattaki yaratımları ele alınmış; içinde bulunduğumuz dönemin şizofrenik, kaotik parçalanmalarının sanat ve sanatçı bağlamında psikolojik ve oto-biyografik etkileri araştırılmıştır. Bu sanat çalışması süresince deneyimlenen duyumlardan ve her türlü veriden etkilenerek, estetik olanın ötesindeki kaotik/abject olanın ön plana çıkarılması hedeflenmiş; doğaları gereği, pasif, geri çekilmiş, olmakta olana izin verme eğiliminde olan dişil yapıların, yine doğaları gereği baskın, aktif ve olduran eril yapılar tarafından kurban şekline dönüştürülmelerinin farklı yaklaşımları vurgulanmıştır. Açıklanan tüm kavramlar çerçevesinde gerçekleştirilen uygulamalar figüratif, performatif, bedensel çalışmalarla canlandırılmış; karşıt kavramlar arasındaki kopukluk ve parçalanmalar açığa çıkarılarak, yeniden birleştirilmeye çalışılmıştır.