Sanat nesnesi- mekân ilişkisinde yeni medya sanatının yeri

Yazar:İhsan Berke Saraçoğlu
Danışman: Prof. Ufuk Tolga Savaş

Seramik Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Tezi

Tez özeti: Mekân kavramı, tarih boyunca mimari disiplinin temel kavramı olmasının yanı sıra, sanat ve diğer disiplinlerde de önemli bir konu olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın başlarında Dada etkileriyle üretilen eserlerde, sanat yapıtının yerini sanat nesnesine bırakması ve nesnenin mekânla kurduğu ilişki, mekân kavramına sanatta önemli bir konum edindirmiştir. Sanatçılar, mekânı eserlerinin anlatım dili olarak kullanarak, eserlerinin anlamını ve etkisini arttırmışlardır. İlerleyen süre içerisinde ortaya çıkan farklı sanat disiplinleri, sanat nesnesi-mekân ilişkisine bağlı kalarak yeni eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu sanat disiplinlerinden birisi de ilk etkilerini 1950 yılında gösteren yeni medya sanatı olmuştur. Yeni medya sanatı, sanat ve teknolojiyi bir araya getirerek yeni ve çağdaş bir anlatım yöntemi olmuştur. Bu disiplinin en önemli özelliği, Dada akımını benimseyerek eserlerin düşünce yapısını ön plana çıkarmıştır. Bu bağlamda ortaya konulan eserlerde nesne ve mekân ilişkisi sıklıkla görülmektedir. Yeni medya sanatı, 20. yüzyılın başlarında televizyon, kamera, projeksiyon gibi teknolojik araçların gelişimiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Bu araçlar, ortaya konulan eserlerde iletişim aracı olarak kullanılır ve sanatçının amacı, izleyicilere farklı bir dilde düşünce yapısını aktarmaktır. Bu sanat çalışması raporunun birinci bölümünde, mekân kavramının genel tanımıyla birlikte bu kavramın sanat tarihindeki önemi ve yeri incelenirken, sanat nesnesiyle olan ilişkisinin tarihsel süreç içerisindeki gelişimi ve değişimi örneklerle açıklanmıştır. Sanat nesnesi başlığı altında, gündelik nesnelerin sanat nesnesine dönüşüm süreci ele alınmıştır. İkinci bölümde, yeni medya sanatının, sanat tarihindeki oluşumu ve gelişimi incelenerek bu disiplinde üretilmiş olan eser örnekleri; seramik sanatı özelinde yeni medya sanatının etkileri ve izleri gösterilerek açıklanmıştır. Üçüncü bölümde, yeni medya teknolojilerinin sunduğu imkanlar eşliğinde seramik yüzeyler üzerine özgün sanat çalışmaları uygulanmış ve bu sanat çalışması raporunda ele alınan konulara bağlı kalınarak çalışmalar, kavramsal boyutta irdelenmiştir.