Bireyin Ekolojisi Ve Sanatsal Gerçeklik

Yazar: Semih Çınar

Resim Anasanat Dalı Sanatta Yeterlik Tezi

Danışman: Prof. Hüsnü Dokak

Tez Özeti: Teknolojik gelişmeler değişen doğa algısı ile birlikte ikinci doğayı ortaya çıkarmıştır. Toplum değişen çevre ile birlikte dönüşüme uğrar. Bu dönüşüm bireysel dönüşüme de kaynaklık eder. Bu dönüşüm beraberinde ekolojik, toplumsal ve bireysel riskleri de getirir. İkinci doğanın ortaya çıkardığı ve dünyada azımsanmayacak miktarda bulunan atıklar, bireyin de yaşamını doğrudan etkiler. 21. yüzyılda etkinliğini giderek arttıran ekoloji kavramı, bireyin çevre ile ilişkisi üzerinden yorumlanma biçimleri birey-toplum ilişkisini ve birey-mekan ilişkisini merkeze alan bir anlayış ile dönüşüme uğramıştır. Anılarımız ve deneyimlerimiz sonucunda birey-çevre ilişkisi ve bireyin çevre üzerine yapılandırdığı düşüncelerde değişmektedir. Bireyin algıladığı gerçeklikte aynı doğrultuda değişime uğrar. Bu durum sanatsal yaratıcılık düşünce biçimi ve üzerine kurgulanan düşüncenin harmanlanması ile oluşturulan gerçeklik, sanatsal gerçekliğin ana hatlarını oluşturur. Her bireyin çevresi ve yaşamını oluşturan yapısal farklılıklar yani din, kültür, yaşanılan yer, yaratıcılığın ya da temsilin yani öznel gerçekliğin izdüşümünü oluşturur. Öznel gerçeklik sanatta yaratıcılık olgusunun temellendirildiği ana unsurdur. Dönemsel olarak değişen bu fikirler sanatta da etkisini göstermiştir. Günümüz sanat anlayışının birey ekolojisine yaklaşımı değişen mekan algısı ile öznel bakış açılarını ele alan bireysel deneyimlere odaklanmıştır. Bu çalışmada 21.yüzyılda birey ekolojisi ve gerçeklik ilişkisi, görsel örnekler ve düşünce biçimleri üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Ortaya çıkan bulgular üzerinden, değişen gerçeklik algısının sanatta ve birey üzerinde etkisine ve ne gibi yeniliklere yol açtığına odaklanılmıştır.