Hacettepe Üniversitesi

Tez Özeti: Cumhuriyetin kuruluşunun ardından birçok alanda gerçekleştirilen reformlar içerisinde ulusal bir bilince sahip, çağın gereklerine uyan bir müzik kültürü oluşturulması, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, cumhuriyet devrimlerinin ve kuruluş sürecinin önde gelenleri için çok önemli bir ülkü olmuştur. Bu fikrin sağlam temellere oturtulması ve sonraki nesillere sağlıklı bir biçimde aktarılması adına, birçok yetenekli genç, Avrupa'ya müzik öğrenimi görmeleri için gönderilmiş, yurda döndüklerinde yeni kuşak gençleri eğitmeleri beklentisiyle birlikte, Türk müziğine yeni bir boyut, yeni bir dil ve anlayış kazandırmaları da amaçlanmıştır. Bu ilk kuşak bestecileri, farklı ekollerdeki eğitimlerinden edindikleri modern kompozisyon teknikleri ile yetiştikleri coğrafyanın müzik kültürünü harmanlayarak bu görevi yerine getirmişlerdir. Geleneksel Türk müzik kültüründeki sesle icra geleneğinin bir getirisi olarak, çağdaş Türk müziğinde de ses alanında verilmiş eserler çok önemli bir yere sahiptir. Cumhuriyet döneminde bestelenmiş ilk opera olan Özsoy'dan başlayarak, günümüze değin birçok formda ve türde vokal eser bestelenmiştir. Özellikle de, Türkiye'de kültürel anlamda büyük değişim ve gelişimlerin yaşanmış olduğu cumhuriyetin ilk elli yılı içerisinde bestelenen bu çerçevedeki yapıtların, yeni cumhuriyet ile özdeşleşmiş olan çağdaşlaşma ülküsünü, bünyesinde barındırdığı üslup çeşitliliği aracılığıyla yansıttığı söylenebilir. Bu çalışmada sözü edilen dönem içerisinde üretilmiş eserlerin taranması ve bu çeşitliliğin ortaya konulması için söz konusu repertuvardan seçilen üç eserin incelenmesi ile elde edilecek bulguların, öğrencilere, bestecilere, icracılara, müzik bilimcilerine ve araştırmacılara ışık tutacağı düşünülmektedir.