"Foto-realizm'de insan-mekan ilişkisi bağlamında saklı mekânların paslı yüzü"

Yazar: Hasan Demir

Resim Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Tezi

Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Salim Aktuğ

Tez Özeti: Foto-gerçekçi ya da hiper-gerçekçi resimler ilk olarak 1960'lı yılların sonlarında galerilerde sergilenmeye başlanmıştır. 1970'te New York Whitney Museum of Art önemli bir sergi düzenleyerek "22 Gerçekçi" sanatçıyı tanıtmıştır. Louis K. Meisel sergiden sonra çoğunluğu bu sanatçıların çalışmalarından oluşan ve "Foto-gerçekçilik" adını verdiği bir katalog hazırlamış, bu katalogda foto-gerçekçilik için beş maddeli bir tanım yapmıştır. 1970'li yılların başında detaycılık konusunda fotoğraftan daha titiz oldukları iddiasıyla bu akımın sanatçıları, Amerika'nın caddelerini, gökdelenlerini, mağazaları ve vitrinlerini, havuzlu villalarını, araba ve motosikletlerini, kısacası kapitalizmle birlikte var olan ne varsa, tüm bu unsurları tablolarında, duygudan yoksun bir şekilde resmetmişlerdir. Foto-realizm akımı içerisinde özellikle insan ve mekân ilişkisine farklı bir bakış açısı getirmiş ve resimlerinde verdikleri etki günlük hayat içerisinde akıp giden insan yaşamının tüm bu ruhsuz mekânlarda nasıl sıradanlaştığıdır. Bu anlayışa bir tepki olarak "Saklı Mekânların Paslı Yüzü" başlığı altında foto-realist resim dili kullanarak, kaybolmaya yüz tutmuş, emekçilerin yaşamlarını sürdürdükleri mekânları konu edinilmiştir. Bu mekân sahiplerinin kapitalizmin vahşi tarzına karşı mücadele verdikleri, özellikle sanayi bölgelerinde yer alan, duygu ve anlam yüklü, emeğin, alın terinin, mücadelenin, işçiliğin, paylaşmanın, izlerini taşıyan mekânlar çalışmalara taşınmıştır. Bu çalışmanın vermek istediği mesaj; gün geçtikçe, şehrin ve toplumun hafızasını temsil eden, bu mekânların, yerlerini alan ruhsuz beton yığınlarına birbirinin yüzüne bile bakmaktan kaçınan insanların doluştuğu alışveriş merkezlerine, içlerinde insanların birbirinden habersiz yaşadıkları sitelere, özetle modern hayatının yıkıcı, etkilerine karşı bir tepki şeklinde ifade edilebilir.