Yazar: Nermin Ayşegül Dikbıyık
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
Danışman: Prof. Dr. Meltem Yılmaz
Tez Özeti: Kentleşme ve kentleşmenin oluşturduğu düzensiz yapılaşma günümüzde, pek çok açıdan insan hayatını etkileyen çoğunlukla sınırlandıran ancak temelde sarsan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentliyi yaşadığı yere yabancılaştıran bu sorun, kentliyi kentliden uzaklaştıran bireyselliğin ve izolasyonun bir sebebi aynı zamanda toplumu ayrıştıran yapay çevrenin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Kentlinin yaşam alanı ve barınma birimi olan konut ise, sayısal ağırlığıyla kent dokusunun genel karakterini oluşturan, kentleşmenin baskısını oldukça yoğun hisseden dolayısıyla kent ile doğrudan bağlantılı bir yapıdır. Bu noktada üst ölçek olarak kent yaşantısında bir iyileştirme için, alt ölçek olarak konut ve konut çevresinde bir düzenlemeyi ön gören çalışma, konutun sahip olduğu değerleri temel alarak konut çevresine odaklanmaktadır. Fizikselliği mahalle üzerinde, sosyal yapıyı ise komşuluk üzerinde inceleyen çalışma, "teorik" ve "pratik" arasındaki dengeyi aynı zamanda bu denge içerisinde kullanıcının "etken" ve "edilgen" rollerini sorgulamaktadır. Bu doğrultuda hem kullanıcı-konut-çevre arasındaki zayıflayan ilişkiye hem de pandemi dönemi ile daha çok hissedilen olumsuz koşullara dikkat çekilirken, bir çözüm önerisi olarak kullanıcıları ve profesyonelleri bir araya getiren kullanıcı merkezli katılımcı tasarım yaklaşımı ele alınmaktadır. Kalıcı bir çözüm için gerçek bir katılımın söz konusu olduğu fikir birliğine dayalı proje yönetimi öneren bu çalışmada, dünyada hızla yayılan ancak ülkemizde bir örneğine rastlanmayan paylaşımlı yaşam konutları (cohousing), bu toplulukların sosyal, fiziksel ve çevresel yönleri aynı zamanda günümüzde yaşanan kentsel problemlere karşı tutumu analizlerle sorgulamaktadır. Dolayısıyla çalışma, paylaşımlı konut modelinde fiziksel çevre ve sosyal yapının karşılıklı birbirini desteklediğini vurgulamakta, ancak bu noktada katılımcı tasarımın ve bu tasarım anlayışı ile oluşan fizikselliğin kritik bir rol oynayarak "toplum"u güçlendirdiğini savunmaktadır.