Kuşatıcılık kavramı bağlamında transmedya hikaye anlatıcılığı ve bir uygulama

Danışman: Doç. Müge Burcu CODUR

Yazar: Onur Şahin Karakuş

ÖZET: Medya araçları arasında gerçekleşen işlev transferi, “medya yakınsaması” olarak tanımlanan bir süreci başlatmıştır. Bu süreçte Henry Jenkins ve Mark Deuze tarafından geliştirilen “yakınsama kültürü” teorisi ise, içerik üreticisi-tüketicisi arasındaki sınırları ve rolleri yeniden tanımlamıştır. Bu gelişmelerle beraber, bir hikayeyi birden fazla medya platformu üzerinden aktaran “transmedya anlatıları” ortaya çıkmıştır. Farklı platformlarda sunulan her bir hikaye, kendi özgünlüğüne ve bütünselliğine sahip olmakla birlikte, bir araya geldiğinde daha büyük bir hikayeyi meydana getirmektedir. Transmedya projelerinde kullanılan bu yöntemin amacı; kullanıcıları farklı medya formları ile “kuşatmak”, böylece daha kapsamlı ve etkileyici bir deneyim yaratmaktır. Dijital medya alanındaki çalışmalarda ise “kuşatıcılık” kavramı, “gerçekliğe yakın bir deneyim sunma” özelliğini tanımlar. Bu nedenle bir dijital medya ürününün kuşatıcılığı; görsel, işitsel ve dokunsal iletilerin aktarım yöntemleri üzerinden değerlendirilmektedir. Kuşatıcılık kavramına getirilen bu tanım ve yaklaşımlarda, yakınsama kültürü ve transmedya hikayeciliğinin sağladığı “özdeşleşme deneyimi” ve “bilişsel-sezgisel iletiler” kapsam dışında tutulmaktadır. Bu nedenle tezin amacı; kuşatıcılık kavramı ve transmedya anlatıları arasındaki ilişkiyi değerlendirmek, kuşatıcılık niteliğine sahip ürünlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak, transmedyal bir anlatının geliştirme sürecini deneyimleyerek olası problemleri ve çözümlerini tespit edebilmektir. Bu amaçla çalışma boyunca elde edilen teorik altyapının rehberliğinde bir grafik roman tasarımı yapılmıştır.

Anahtar Sözcükler: kuşatıcı deneyim, transmedya anlatıları, medya yakınsaması, yakınsama kültürü, grafik roman.