Danışman: Prof. Dr. Cenk GÜRAY
Yazar: Seyfullah ÖZBAYRAK
ÖZ: Osman Dede, neyzenlikteki veya ney icrasında üstün yeteneği sebebiyle “Kutb-ı nâyî” diye tanınmaktadır. Tarih boyunca sadece birkaç neyzene verilen bu unvan, kendisine de verilmiştir. Kendi adıyla anılan nota sistemini bulan Osman Dede, aynı zamanda önemli bir bestekâr ve şairdir. Birçok klasik eser ve Mevlevi ayinlerinin yanı sıra, Türk din musikisi formlarının en büyük ve makamsal açıdan en kapsamlı eseri olarak bilinen Mîrâciye’ yi bestelemiştir. Nâyi Osman Dede sözlerini bizzat yazdığı eserini yedi bahir (bölüm) halinde bestelemiştir. Eserde üstün bir mûsikî ve tasavvuf kültürünün, ustalıklı bir sanat anlayışı ile dile getirildiği görülmektedir. Bu eser, musikişinaslarımızca önemli bir eser olarak kabul edilmiş ve 1700-1729 yılları arasında bestelenmiş olabileceği düşünülürse, yaklaşık üç yüz yıldır icra edilmektedir. Bu sebeple incelenen eser, Türk musikisinde bestelendiği dönem ve günümüzün makam tarifi ve uygulamaları açısından benzerlik ve farklılıkları temelinde oldukça büyük önem arz etmektedir. Bu araştırmada; “Miraç” kavramı Kur’an, hadis ve tasavvuf kaynakları çerçevesinde incelenip anlatılmıştır. Ayrıca eser, makamsal açıdan ezgi çekirdekleri analizi ile incelenip beste yapısı makamsal kalıplar üzerinden ifade edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Nâyi Osman Dede, Mîrâciye, ezgi çekirdekleri, makam, analiz.