Sanatsal bir sorun olarak hiperküp: Poetik evren

Yazar:Sema Yayla
Danışman: Doç. Zuhal Baysar Boerescu

Resim Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Tezi

Tez Özeti: ÖZET Bu tezin savı bilinmeyeni fazla olan evrende yıldız tozu olan bizlerin hikâyesidir. Evrenin dört boyutlu ve çok boyutlu açıklamasını hiperküp kavramı ile yapan bilim adamları bize evrenin gizemli yapısını boyutlar ile açıklıyor. Bu boyutlar içerisinde Dünya'nın en, boy, derinlik algısı ile üç boyutlu bir yaşam alanı olduğunu söylerlerken, Einstein'ın genel görelilik kuramı ile zamanın tek başına değişken olduğu tespiti ile birlikte, dünyanın içinde olduğu evrenin dört boyutlu olduğu açıklaması bilim dünyasına hâkim oluyor. Kuantum mekaniği ile birlikte dört boyutlu evrenin, kuantum sıçraması ile çok boyutlu evren olduğu açıklaması Hiperküpü tanımlıyor. Dört boyutlu ve çok boyutlu olan evren, yani Hiperküp içerisinde yer alan Güneş Sistemi içerisinde bir zamanlar gezegen olup daha sonra gezegenlik özelliklerine sahip olmadığı açıklaması ile gezegenlikten çıkarılan Plüton, bu tezin savının ana karakterini oluşturuyor. İnsanın kendini anlatırken birincil olarak seçtiği dil kavramı ise bireyi anlamada bize rehber oluyor. Dilin özellikle insan ilişkilerini düzenleyen bir konumda durması ve bireyin kendi içerisinde yaşadığı derin duyguların ifadesinde bir anlatım biçimi olarak şiiri seçmesi bizi şiiri incelemeye yönlendiriyor. Dilin özellikleri kullanılarak bireyin en derin duygu ve düşüncelerini dile getiren ve çağlar boyunca bireyin en gizli duyguları ile örülmüş cümlelerin şiirsel olarak tanımlanması, bize evrenin poetik (şiirsel) bir renk cümbüşü olduğu düşüncesine itiyor. Toplumdan sıyrılan bireyin kendi varlığını oluşturmak adına yeni bir yaşam alanı arayışı içerisinde oluşu, onu bilimsel ve edebi incelemelerle birlikte bir serüvene itiyor. Bu serüvenin başlangıcı ise; Plüton'un gezegenlikten çıkarılması ile toplumdan kopan bireyin yalnızlığı ve ötekileştirilmesi, renkler ve şiirler ile buluşarak "Plüton'da Bir Koloni" ismi adı altında çalışmalar olarak karşımıza çıkıyor. Evrenin renkli, gizemli ve şiirsel yapısını incelediğim, evren içerisindeki gezegenleri, mitleriyle birlikte harmanlayarak günümüze göre yorumlayıp, mitlerin ortaya çıkışından doğru, insanın hikâyesinde, varoluşunu sorguladığı yerden, poetik hayali çalışmalarımla ortaya koymaya çalıştım. Bu çalışma geçmişten günümüze, insanlar üzerinde merak uyandıran ve derin izler bırakan gökbiliminin, modern insandaki etkisini, sanatla ve resimle anlatmaya çalışarak ve tartışmaya açarak yaşadığımız dünyayı görsel olarak anlamlandırmayı ve bireyin iç yolculuğuna katkı sağlamayı amaç edinmiştir. Bu çalışma, tarih boyunca insanın kendini sorgulaması ve anlamlandırması üzerine kurulan yaşamın, bir döngü haline geldiği yerde bireyin iç bunalımını ortaya koyuyor. Tez yazım aşamasında Evren ve insan (varlık) üzerinden kurulan metaforu, disiplinler arası geçiş yaparak ortaya çıkan çalışmalar tez içerisinde dipnotlarla detaylandırılmaya ve incelenen sanatçıların eserleri de eklenerek tezin anlatımını daha somut hale getirilmeye çalışıldı.