Yazar:Hatice Tuğba Yılmaz
Danışman: Doç. Dr. Alım Selin Mutdoğan
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
Tez özeti: Dünya pek çok salgın hastalıklar ile geçmişten günümüze mücadele içinde olmuştur. Bu mücadele insan ve çevre ilişkisinin varlığından bu yana insanlık tarihinde de yerini korumaya devam etmektedir. Günümüzde ise bu durum Dünya Sağlık Örgütü'nün 11 Mart 2020 tarihide Koronavirüs kaynaklı Covid-19 hastalığını, küresel salgın (pandemi) ilan etmesi ile güncelliğini uzun bir süre korumuştur. 2021 yılının sonlarında vaka sayılarında görülen azalma ilk dalganın atlatılma noktasına geldiğini göstermektedir. Fakat bilim insanları tarafından tespit edilen yeni varyantlar, bu salgının etkisinin az da olsa hala devam ettiğini ortaya koymaktadır. Koronavirüs salgınının yayılma hızının en yüksel olduğu zaman dilimi içerisinde sosyal mesafeyi korumak, maske takmak, tecrit altında kalmak gibi içinde sınır kavramı olan önlemlerin sosyal hayatın bir parçası olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum sosyal hayatı etkilediği gibi iç mekân organizasyonlarını da etkileyerek mekân tasarımında sıhhi düzenlemelerin şekillenmesine olanak sağlamıştır. Bu bağlamda ilk olarak hasta ve sağlıklı insanlar arasına bir sınır koyarak tecrit etmek ve karantinaya almak yöntemleri ile ele alınan sınırlar daha sonra mekânı oluşturan dış kabuk ve iç yaşamsal alanın sınırları çerçevesinde şekillenen mekânsal sıhhi düzenlemeler ile sınırlılık oluşturmaktadır. İnsanın beden ve zihin sağlığına önem veren iç mimarlık ve tıbbın kurduğu işbirliği sonucunda ortaya çıkarak bir tür panzehir işlevi gören bu sıhhi düzenlemelerin incelenmesi hedeflenmiştir. Söz konusu bu düzenlemeler hem sağlık bilimleri dalı olan tıp hem de mekân tasarımına dayalı bilim dalı olan iç mimarlığın öncülüğünde yapılan literatür taramaları ile incelenerek örneklem yöntemi yardımıyla ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu çalışma kapsamında insanın ruhsal, fiziksel, psikolojik ve sosyal refahının korunması ve sürdürülebilmesi için "salgın, mekân ve çevre" üçlüsünün şekillenmesinde büyük rol oynadığı savunulan tıp ve mekân tasarımının işbirliği ele alınmıştır. Bu bağlamda somut ve soyut tehditlere karşı yaşayan çevrenin tasarlanmasının engelleyici, tedavi edici ve iyileşme sürecinin hızlanmasındaki oynadığı rol incelenmektedir. Söz konusu bu işbirliğin merkezinde yer alan insanın çevresinde görünmez katmanlar şeklinde var olan fiziksel sınırlar ve bu sınırların dış dünya ile iletişimini sağlayan bedenin sınırları, hem mekânın hem de salgınlar kapsamında mekânı etkileyen sıhhi düzenlemelerin şekillenmesindeki etkisi nedeniyle ele alınmıştır. Sınır kavramı her ne kadar ayrışma ve uzaklaşma gibi bağlamlar ile ilişkilendirilmiş olsa da bu araştırma kapsamında insan, mekân ve salgın kavramlarını sağlık noktasında birleştirici bir kavram olarak mekân tasarımındaki yeri üzerinde durulmuştur. Bir bakıma bu araştırma başta Koronavirüs olmak üzere mekânı kimi zaman etkileyen kimi zaman ise etkilenen olarak karşımıza çıkan salgın hastalıklar ile mücadelede iç mimarlığın da bir cephe olarak varlığını ve önemini gözler önüne sermektedir. Bu araştırma gelecekte ortaya çıkabilecek benzer bir risk durumunda olası bir küresel salgın sürecine karşılık verebilecek mekânların hazır olabilmesi için geçmişe ışık tutan bir yaklaşım ile ele alınmıştır. Buna ek olarak araştırmanın devamında döneme hâkim olan yıkıcı salgının bir tekerrür olduğunun kavranması ve içinde bulunduğumuz çağın imkânları sayesinde tanık olunan bazı mekânsal sıhhi sınırlılıkların kayıt altına alınması hedeflenmiştir. Bu araştırma mekânın oluşmasında makro ölçekten mikro ölçeğe kadar birçok disiplinin koordine bir şekilde çalışarak ölümcül salgına karşı güçlü bir ortak cephe oluşturulabileceği yönünde geçmişten günümüze incelenen mekânsal örnekler ile farklı yaklaşımlar ve tartışmalar sunmaktadır.