Yazar:Meltem Gökçe Pehlivan
Danışman: Prof. Dr. Meltem Yılmaz
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
Tez Özeti: Bu çalışmada amaçlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin İlk Toplu Konutu niteliğine sahip Saraçoğlu Mahallesi'nin sosyokültürel dokusunun sürdürülebilirliğini araştırarak, kent belleği kavramını irdeleyerek bunun önemini vurgulamaktır. ''Kent Belleği'' bilincinin oluşturulması; tarihi çevrelerin sosyal, kültürel miraslarını koruyarak, onları geliştirip sonraki kuşaklara aktararak mümkün olur. Ankara'da bulunan Saraçoğlu Mahallesi II. Ulusal Mimarlık Akımı'nın izlerini barındıran değerli modern mimarlık miraslarından birisidir. Günümüz adıyla Namık Kemal Mahallesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kentsel sit alanı olarak ilan edilmiş bu bölgenin ekolojik, ekonomik ve sosyokültürel sürdürülebilirlikleri konusunda gereken hassasiyet gösterilmelidir. Cumhuriyet'in ilanıyla Ankara'nın başkent olması; nüfus artışını etkileyerek konut gereksinimini beraberinde getirmiştir. Özellikle memur sayısındaki hızlı artışın sebep olduğu konut sorununun çözüme kavuşturulması için dönemin hükümeti tarafından Memur Mesken Yasası (1944) ile çözüm önerisi olarak planlı konut grupları tasarlanmıştır. Saraçoğlu Mahallesi de bu doğrultuda dönemin başbakanı tarafından Alman Mimar Paul Bonatz ve ekibine projelendirilmiştir. Asker ve üst düzey bürokratların yaşadığı lojmanlar ''bahçe kent mahalle tasarımı''na sahip olup kurulduğu günden bugüne, yapısal değişime uğramadan, kendine özgü sosyokültürel bir doku kazanarak gelmiştir. Ankara'da kent kimliğinde önemli bir yeri olan ve kentsel sit alanı olarak koruma altına alınan Saraçoğlu Mahallesi 2012 yılında ''afet risk bölgesi'' ilan edilmiş olup, zorunlu tahliyelere maruz bırakılmıştır. Bugün, Cumhuriyet Dönemi'ne ait bu tarihi çevre, yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle Türkiye'deki koruma hareketlerinden birisi olan ÇEKÜL'ün altını çizmiş olduğu Kendini Koruyan Kent olgusu incelenecek; sonrasında mahallenin eski sakinleriyle görüşmeler yapılarak atılması gereken en doğru adımlar irdelenecektir. Böylelikle; sosyokültürel sürdürülebilirlik kavramı vurgulanıp kent katmanlarına saygı duyan, onları güçlendiren kimlikli şehirler var olacak ve gelecek kuşaklara aktarılacaktır.