Yazar: Sertap Balcı Yaşar
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
Danışman: Prof. Dr. Bilge Sayıl Onaran
Tez Özeti: Sanayi Devrimi sonucunda üretim yöntemi olarak ortaya çıkan seri üretim, tarihsel süreç içinde tasarım anlayışına dahil olan bir kavrama dönüşmüştür. Bu dönüşüm, endüstrinin mimari tasarım üzerinde hakimiyet kurmasına ve ortaya çıkan tasarımların tek tipleşmesine neden olmaktadır. Tek tiplik durumunun net bir şekilde gözlemlenebildiği afet sonrası geçici yerleşim alanları, araştırmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Afet sonrası rehabilitasyon süreci kapsamında kurulan geçici yerleşim alanlarının, kullanıcı/çevre/kültür farklılıkları göz önünde bulundurulmadan kurgulanması ve tasarımında standart reçetelerin uygulanması ile afetzedeler üzerinde bıraktığı etkiyi anlamak, bu tezin temel motivasyonudur. Bu kapsamda 24 Ocak 2020 Elazığ depremi sonrası kurulan geçici yerleşim alanları, çalışma sahası olarak belirlenmiştir. Çalışmanın kurgulandığı dönemde Elazığ'da yıkıcı bir deprem meydana gelmesi ve bunun sonucunda kurulan geçici yerleşim alanlarının halen faaliyetini devam ettiriyor olması, Elazığ'ın çalışma sahası olarak belirlenmesinde etkili olmuştur. Elazığ'ın farklı bölgelerinde konumlanan üç geçici yerleşim alanında yaşayan afetzedelerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmelerde geçici konutların Elazığ'ın iklim ve kültürel özelliklerine uygunluğu, geçici yerleşimin kurulduğu çevre özellikleri, afetzedelerin seri üretim kavramına yaklaşımı ve yaşadıkları mekânı "ev" olarak görüp görmediklerine ilişkin bilgiler edinilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda, kuruldukları bölgenin özelliklerine uygun olmayan ve tek tip tasarlanan geçici yerleşim alanlarının, afetzedelerin iyileşme dönemine katkı sağlamadığı, aksine afetzedeler açısından yeni zorluklara sebep olduğu tespit edilmiştir. Hiçbir çevre, kültür, iklim, insan tek tip değilken tasarımın tek tip oluşu, özellikle afet sonrası büyük travmalar yaşamış afetzedelerin gündelik yaşam alışkanlıklarına dönüşünü güçleştirmekte ve yaşadıkları mekânı "ev" olarak görmelerini engellemektedir. Bu araştırmadan elde edilen verilerin, afet sonrası geçici yerleşim alanı tasarımlarına bölgesel özelliklerin dahil edilerek, bu alanlarda tek tip ve işlevsiz tasarımlardan uzaklaşılmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir.