Yazar:Şafak Ceyhan
Danışman: Prof. Alper Müfettişoğlu
Üfleme ve Vurma Çalgılar Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik Tezi
Tez Özeti: Ülkemizde hedeflenen mesleğe yönelik en uzun eğitim veren kurum, 12 yıllık öğretim süreci ile konservatuvarlardır. Ortaokulda başlayan öğrenciler enstrüman eğitimlerini yüksek oranda başladıkları bölümde bitirirler ve profesyonel hayatlarına başlarlar. Konservatuvar öğrencileri için okul sadece bir eğitim kurumu değil aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Öğrenciler, diğer okullarda okuyan yaşıtları gibi okulda sadece ders saatlerinde bulunmaz, aynı zamanda enstrümanlarının pratiklerini, oda müziği, orkestra gibi toplu derslerinin provalarını da aynı binalarda sürdürürler. İlk çalgı dersinden itibaren mesleklerinin gerektirdiği disiplin, özveri, yaşıtlarıyla ve toplu derslerde birlikte çalışacakları diğer yaş gruplarıyla dikkatli iletişim konusunda eğitilirler. Bir açıdan profesyonel hayatlarına eğitimlerinin ilk günü başladıklarını da söyleyebiliriz. Okulda sadece öğretmenlerinden değil birbirlerinden de çok şey öğrenirler çünkü yaş grubu fark etmeksizin konuştukları ortak dil, müziktir. Meslek eğitimine yönelik aldıkları spesifik dersleri başka öğrencilerin derslerinde, provalarda gözlemleme şansına sahip olurlar. Yaşça daha küçük olan öğrenciler için öğretmenlerinin dışında gözlemleyebilecekleri rol modellerinin olması, aldıkları eğitimin sürecini daha bilinçli takip etmelerini sağlayabilir. Bunun en bariz örneklerinden biri de çalgı dersleridir. Çalgı eğitimi veren eğitimcilerin ortaokuldan lisansa kadar farklı sınıflarda öğrencileri bulunur ve bu öğrencilere birebir çalgı eğitimi verilir. Öğrenciler birebir yapılan bu derslerin sonunda kendi bireysel çalışmaları ile bilgilerini pekiştirirler. Yapılan dersler sınıfa uygun bir müfredatla çerçevelense de öğrencilerin başarı durumlarına göre değişiklik gösterebilir. Ortaokul öğrencilerinin de sınıflarına uygun belirli programları olsa da bazı eserler ve teknik metotlar her sınıfta uygulanabilmektedir. Öğrencilerin kendi dersleri dışında diğer dersleri de gözlemlemesi öğrenme hızlarına etki edebilir. Bu konuda konservatuvar öğrencileri üzerinde direkt bir araştırma yapılmamış olsa da, sosyal öğrenme kuramı ile çevreden öğrenmenin mümkün olduğunu ispatlayan psikoterapist ve kuramcı Albert Bandura'nın çalışmaları bu teze ışık olacaktır. Bu çalışmada Albert Bandura'nın sosyal öğrenme kuramı ışığında ortaokul devresi flüt öğrencilerinin çalgı öğrenme süreci incelenecek ve uzman görüşleri de alınarak birebir yapılan çalgı derslerini geliştirmeye yönelik cevaplar aranacaktır.