Sanatta postfeminist yaklaşımlarla akıl, duygu ve beden bütünlüğü

Yazar:Hatice Çöklü
Danışman: Prof. Hüsnü Dokak

Resim Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik Tezi

Tez Özeti: Toplumsal hareketler ve sanat akımları, ortak bir akıl ya da fikir tabanında oluşmuş insan topluluklarının ortaklaşa hareketleri olarak ifade edilebilir. Birbirinden ayrı hareket eden ortak akıl grupları ve sanat akımları da toplumsal hareketler içerisinde varlığını gösterir. 1789 Fransız Devriminin ardından Oluympede Gouges tarafından 1791 yılında "Les Droits La Femme" (Kadın ve Kadın Yurttaşların Hakları Bildirgesi) ile başlayan, 1960'larda Avrupa ve ABD'de, 1980'lerde ülkemizde, etkilerini gösteren ve hız kazanan feminist toplumsal hareketler sosyolojik, kültürel ve sanatsal boyutta cinsiyetçi bakış açısının tartışılıp yaygınlaşmasında yeni mücadele alanları geliştirmiştir. Postmodern sanat, popülist kültürün sunduğu tüketici anlayışla, alternatif teknik ve malzemelerin kullanılması sonucunda modern dönem sanat disiplinlerine; Kavramsal Sanat (Conceptual Art), Yoksul Sanat (Art Povera), Süreç Sanatı (Process Art), Beden Sanatı (Body Art), Gösteri Sanatı (Performans Art), Happinings, Eylemler (Actions), Fluxus, Yeryüzü Sanatı (Eart Art), Queer Art gibi yeni sanat disiplinlerinin tanımlanmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda sanat nesnesinin statüsünü, izleyicinin rolünü yeniden biçimlendirmiştir. Türkiye feminist sanatçılarını incelediğimizde uzun yıllar yurt dışında yaşamış ya da yaşayan, doğuya batının alışık olduğu perspektiften; oryantalist bakış açısıyla bakan ve kadın konusunu yapıtlarında cesurca dile getiren: Nil Yalter (1938), Füsun Onur (d.1938), İpek Düben (d.1941), Gülsün Karamustafa (d.1946), Hale Tenger (d.1960), Şükran Moral (d.1963), Canan Şenol (d.1970) ve Nezahat Ekici (d.1970) yi görürüz. 1980'li yıllarda oluşan "kimlik" ve "farklılık" politikası, "postmodern politika" çatısı altında birleştirilmiş kültür, mekân ve zaman parçalanmalarına, öznelliğe ve yeni sanat biçimlerine sebebiyet vererek, feminist sanat algısını değiştirmiş, postfeminist sanat algısını oluşturmuştur. Feminist sanatçıların (Nancy Spero, May Stevens, Judy Chicago, Martha Roslar vb.) "başkaları için varlık" ya da "kendi başına varlık" olan kadına yönelik eleştirel yapıtları, postfeminist sanatçıların (Sarah Lucas, Cindy Sherman, Canan Şenol, Tracey Emin) "kendi için varlık" olduklarını yansıtan yapıtlara evrilmiştir. Hayata bakış ve kavrayışımı, postfeminist bir yaklaşımla ele aldığım bu tez çalışmasında, iktidar ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerine göndermeler bulunmaktadır. Eril ve iktidar nitelikleri görünür kılan, toplum içinde yerleşmiş cinsiyet ve kültür kodlarına, eleştirel bir bakış açısıyla gerçekleştirilen çalışmalarımda, özgün bir plastik dilin oluşturulması amaçlanmıştır.